100 YILLIK ŞİİR

Yorum Ekle

KİRMASTİ DÜZÜ

Y ıllar önce internette gezerken  "Kirmasti Düzü" isimli bir şiire rastlamıştım. 

Peşine düşüp araşatırdım. Şiiri 1.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşında asker olan Çorumlu Halk Ozanı Aşık Haydar Bektaş yazmış. 

Askerde iken Nurettin Paşa (Nurettin İbrahim Konyar) 'ya bağlı 70. Alayda imiş. 



Birliği ile birlikte ilçemizden geçmişler ve Paşa tarafından teftiş edilmişler. İlçemiz halkı da birliği karşılamış ve büyük sevgi gösterilerinde bulunmuş.
İşte bu olayı şiirleştirmiş. Ardından türkü de yapmış. Ama şimdiye kadar bütün aramalarıma rağmen türküyü bulamadım. 





 Sabah olur olmaz erkenden kalktık
Dörderli sıraya girin gidelim
Çördük Köyü derler teftişe çıktık
Selamet teftişi verin gidelim

Silahı çantayı omuza taktık
Karaağaç köyünün düzüne çıktık
Paşa gelir diye yollara baktık
Nurettin Paşa'yı görün gidelim

Yağmur çok yağıyor haydın koğuşa
Çabuk güneş doğdu bakın şu işe
Yetmişinci alay haydin teftişe
Sağdan dörder dörder sayın gidelim

Yürüyüşe çıktık yağıyordu yağmur
Ayaktan çarığı çıkarır çamur
Dörderden ayrılman böyledir emir
Çamura batağa batın gidelim

Oradan çıkınca Kirmasti Düzü
Yollara dökülmüş gelini kızı
Sandım ki karışmış koyuna kuzu
Selamet teftişi verin gidelim

Oraya varınca eyledik sakin
Çantalar omuzda silahı takın
Gelen Nurettin Paşa hep sağa bakın
Nurettin Paşayı görün gidelim

Kimi çarık giymiş kimisi nalın
Kiminin ayağı temelli yalın
Bunda teftiş mi olur ey kanlı zalim
Hazır ol emrine uyun gidelim

Nurettin Paşa da teftiş eyledi
Bize bir güzelce nutuk söyledi
Gidiş geliş bizi berbat eyledi
Çabukça teftişi verin gidelim

Aşık Haydar bunu böyle deyince
Çamurlara battık boylu boyunca
Saat dörtte koğuşlara girince
Yatın arkadaşlar azhab edelim
        (Yatın arkadaşlar bundan da geçtik)



 AŞIK HAYDAR BEKTAŞ HAKKINDA BİLGİ

"turkuler.com" dan edindiğim bilgilere göre ;
A
şık Haydar, 1894 yılında Çorum'un Alaca ilçesine bağlı İsahacı köyünde doğdu. Birinci Dünya Savaşı'nda askere alındı, daha sonra Kurtuluş Savaşına katıldı.


 En çok bilinen eserleri: Aman Dünya ne dar imiş, Halimi Arz Ettim Dağlara Taşa, Kement Attın Koydun Beni Tuzağa, Yitirdim Yavruyu (Bir kuza da taş dibinde meliyor).
Ölümünden sonra şiirleri Eğitimci Ali Necmi Arısoy tarafından derlenip “Âşık Haydar, Hayatı, Şiirleri YALAN DÜNYA NE DARIMIŞ” isimli bir de kitapta yayınlandı.

Ömrünün son iki yılını ağır hastalık ile geçiren Aşık Haydar, 22 Eylül 1966 yılında aramızdan ayrıldı.


 Aşık Veysel, Aşık Haydar'ı şöyle anlatıyor:
Aşık Haydar'ı, İsahacı Köyü'nü iyi tanırım. Oralara bir kaç defa yolum düştü. Aşık her defasında sohbetlerimize katıldı, renk ve neşe verdi. Günümüz halk ozanları arasında tanıyıp sevdiğim, şiirlerini, halk zevkine uygun ezgilerini çok da beğendiğim Aşık Haydar'ı, ilk defa "Bebek" şiiri ile tanıdım.

Onun saz, şiir anlayışı hiç kimseye benzemez. Kendine özgü buluşları vardı. Dinlediğim şiirlerinin hepsinde aynı özelliği sezinlemek mümkündür. Haydar, Ali Necmi Beyin de anlattığı gibi hassas bir şair ruhuna sahipti. Konuşmasında, çalıp çağırmasında hissedilir bir ağırbaşlılık vardı. Söz düşmedikçe konuşmaz, bazen olur ki isteseniz bile söylemez, dalgın dalgın düşünürdü. Şiirlerinden en güzellerini (Güzelleme, Kader, Medet, Ne Dersin gibi) böyle dalgınlıktan sonra söyleyebildiğini anlatırlardı. Onu, asrımızın Aşık Kerem'i diye nitelemek çok hoşuma gitti. Bu deyim yazarın sihirli kaleminin olaylara kazandırdığı akıcılıkla daha anlamlı bir hal alıyor...


Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama