MARZİNC FIRTINASI

Yorum Ekle

İlçemizde bir dönem Marzinc fabrikasının yatırım yapmak üzere OSB den yer alması ve sonucunda gelişen olaylar ilçe tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu süreçte Belediye Başkanı olmam nedeniyle OSB yönetim kurulu üyesi idim. Ve bu sürecin tam göbeğinde yer aldım. Yaşananları ve tavrımı burada tekrar belirteceğim.

Önce Belediye Başkanlığım bittikten sonra dönemin kaymakamı Sayın Adem SAÇAN'ın düzenlediği toplantıda yaptığım konuşmayı aktarayım. Çünkü olayların gelişiimi ve yaşadıklarımı orada anlatmıştım.
*******
SAYIN KONUKLAR;

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.


Mustafakemalpaşa Kaymakamı Sayın Adem SAÇAN’ın 12.08.2009 Çarşamba günü saat 15:00
da Mustafakemalpaşa Ticaret Borsası Salonunda gerçekleştirdiği bu toplantıya Sayın Kaymakamın
yazılı davetiyle gelmiş bulunmaktayım.


Sayın Kaymakamımızın şahsıma gönderdiği yazılı davetiyede beni davet nedeni olarak
“Mustafakemalpaşa Belediye eski başkanı” ve yine “Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu eski üyesi” sıfatlarım öngörülmüş ve toplantı gündemi “Yakın geçmişte basında yer
alan ve özellikle Sayın Adem SAÇAN’la ilgili hususların söz konusu edildiği haberler hakkında sivil
toplum örgütleri temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve halkımızın katılımına açık bir bilgilendirme
toplantısı” olarak belirtilmiştir.


Bu imkanı sağladığı için kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.


Öncelikle şunu belirteyim ki; Mustafakemalpaşa’nın başına Marzinc gibi bir “bela”nın
sarılmasında doğrudan ya da dolaylı, bilerek ya da bilmeyerek bir payım olmuşsa tarih önünde
hepinizden özür dilerim. Bu “bela”nın Mustafakemalpaşa’nın üzerinde kara bir bulut gibi dolaşıyor
olmasında benim makam imzamın da yer aldığı bir belgenin etkisi konusunda çok değişik
spekülasyonlara maruz kalıyoruz. Ancak şunun bilinmesini istiyorum ki belirtilen belgedeki imza
tarihinde maalesef Mustafakemalpaşa halkı, yöneticileri ve basınının çevre bilinci Tarkim ve
benzerleri gibi çevreye zarar veren tesisleri sevinç ve gururla karşılamaktan ibaretti.
 

Şimdi olayların gelişimine ilişkin tanık olduğum, bildiğim ve hatırladığım her şeyi bugünün ve
gelecekteki yöneticilerin deneyimlerine katkıda bulunmak için tüm ayrıntısıyla anlatıyorum.


1- 2008 yılı içerisindeki bir OSB Yönetim Kurulu toplantısında aynı zamanda OSB Başkanı olan
Sayın Kaymakamımız önümüzdeki toplantıya MARZİNC isimli firmanın yer talebiyle geleceğini
söyledi. İlk olarak MARZİNC ismini o gün duydum.


2- Söylenilen toplantıya Ankara’dan ve Bursa’dan Çevre Bakanlığı ve müdürlüğünden yetkilileri
de çağırdığını ve firmanın sunum yapacağını söyledi.
3- Toplantı gününden önce hakkında internette yaptığım araştırmada
a- Şirketin 5 demir çelik firmasının kurduğu geri kazanım şirketi olduğunu,
b- Daha önce Marmara Ereğlisinde yer talebinde bulunduğu ve bununla ilgili ÇED
başvurusu yaptığı ama bu ÇED sürecinin yarıda kaldığını,
c- Yine Kaynarca ilçesinde yer almak için başvuruda bulunulduğu, tartışmalar yaşandığını
sonuçta yer alınamadığı

Bilgilerine ulaştım.

Söz konusu bilgilerden birer nüsha hazırlayarak toplantıya gittim.


Toplantı da Marzinc yetkilileri, Bursa Çevre Müdürlüğünden ve Bakanlıktan yetkililer vardı. Firma
yetkililerinin yaptıkları sunumdan sonra sorulara geçildiğinde söz alıp kendilerine 3 soru sordum.


1- Marmara Ereğlisi’ndeki ÇED sürecinin neden yarıda kaldığını,


2- Kaynarca’ da neden yer alamadıklarını,


3- Eğer kendilerine yer tahsis edersek OSB deki arsalarımızın değerinin düşüp düşmeyeceğini
Sordum.
 

Bu sorulara verdikleri cevaplar şöyleydi:

1- Marmara Ereğlisi’ndeki arazi henüz Sanayi Parseli değil ve olma ihtimalide yok. Bu yüzden
süreci durdurduk.


2- Kaynarca’da almak istediğimiz yeri de belediye başkanı çok istemesine rağmen söz verdiği
imar değişikliğini yapamadı.


3- Neden düşsün daha da artması muhtemeldir. Çünkü Türkiye çapında önemli bir firma buraya
geliyor.


Hatta resmi yetkililere de konu ile ilgili söz söylemek isteyip istemedikleri sorulduğunda
“resmi evrak ve belgeler önümüze gelmeden bir şey söyleyemeyiz” cevabını verdiler.


Konu Yönetim toplantısında görüşüldüğünde firmanın söylediklerinin araştırılması için OSB
Bölge Müdürümüz Sayın Fikret İLTER ve Muhasebe Müdürümüz Sayın Kenan BERİŞ’in
görevlendirilerek Marmara Ereğlisi ve Kaynarca’ya gitmesine karar verildi.


Görevlendirdiğimiz arkadaşlar gittiler ve geldiklerinde firmanın anlattıklarını teyid eden sözlü
bir rapor verdiler. 


Bunun üzerine biz de 11.11.2008 tarihinde 122 no’lu kararımızda “T.C. Çevre ve
Orman Bakanlığı’ndan ÇED raporu ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunu ile OSB Uygulama
Yönetmeliği’nce gerekli şartları taşıması halinde” ön şartıyla firmaya yer tahsisi yapılacağını belirten
belgeyi imzaladık.


26.Şubat.2009 tarihinde 9 no’lu kararla bir başka belgeye daha imza attık. Bu ikinci belgenin
birinci belgeden farkı tesis adının “Baca tozu ve Tufal geri kazanım tesisi” olduğuna ilişkin ek bir
bilginin yer almasıydı. Bunu da firmanın talebi üzerine imzaladık. Bize ÇED başvurusunda istenen
evraklarda kararın böyle yazılması gerektiğini söylediler. İmzaladığımız metinde ilk kararda yer alan
ön şartlarımız aynen yer alıyordu.


Benim bu iki belge dışında Yönetici sıfatıyla attığım başka bir imza olmadığı gibi zaten daha
sonra değineceğim üzere bu imzalarımı da geri çektim.


İmzamı geri çekme öyküm ise şöyle gelişti:


Bu süreçte Tic.ve San. Odasında seçimler başlamıştı. Seçim esnasında bir çok söylenti duymaya
başladım. Mart Başında Belediyeye yanlarında Tic. Ve San.Odası Başkanı Adnan Gültaş, OSB yönetim
kurulu üyeleri Refik Tükenmez ve Erdem Yalçın’la birlikte gelen Marzinc heyetine şu soruyu sordum.


“Sağda solda bir çok dedikodu dolaşıyor. Bunlar insanların itibarları, şeref ve haysiyetleriyle
oynayan çirkin bir sürece doğru tırmanıyor. Sizin Kaymakam Bey ve Tic. San. Odası Başkanı
Adnan Gültaş’a rüşvet verdiğiniz söyleniyor


Verdikleri cevap aynen şöyle idi: 

“Biz bunu duymadık. İlk defa sizden duyuyoruz. Bu doğru
değil. Biz kimseye para vermedik. Ama bizden para isteyen oldu” dediler.


“Kim bu?” diye sorduğumda



“Önemli bir siyasetçi ama ismini şimdilik açıklamayacağız” dediler.

Ben de kendilerine “ yöneticilerimizi töhmet altında bırakan bu spekülasyonları sona
erdirmek için bu kişiyi açıklamaları gerektiğini, ben de dahil olmak üzere tüm kent halkının
midesinin yeterince bulandığını “ söyledim.


“Zamanı gelince açıklarız” dediler ve gittiler.


Heyet gittikten sonra Marzinc’in Çed Başvuru dosyası bana ulaştı. Söylentilerin
önemine binaen ve daha önce attığım imzanın da sorumluluğuyla Yerel Seçimlere 2 hafta
kalmış olmasına ve ciddi bir seçim çalışması yapma zorunluluğuma rağmen dosyayı
ayrıntılarıyla incelemeye başladım.


 Ve gördüm ki firma ÇED Başvuru dosyasında yer seçimi
bölümünde: “Bölgeyi kapsayan Bursa 2020 yılı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı
kararları ve Uygulama Hükümlerine tam bir uygunluk söz konusudur. Anılan ait notlarda
(6.1.2.2.c maddesi) Mustafakemalpaşa OSB’de kirletici vasfa haiz tesislerin öncelikle
kurulması öngörülmektedir” diyordu.


Bunun çok ciddi bir çelişki oluşturduğunu fark ettim. 10 yıldır sürdürdüğüm belediye
başkanlığı nedeniyle çok sık baktığımız “1/100.000 Bursa 2020 Çevre Düzeni planın” da
Mustafakemalpaşa Tarım ve Hayvancılık bölgesi olması nedeniyle kirletici tesislere karşı
koruma altında olması gerektiğini hatırlıyordum.

 Konuyu yeni seçilen Tic.San.Odası başkanı Sayın Ayhan Öztenekeci ile paylaşarak karşılıklı görüş alış verişinde bulundum. Kendisi de konunun önemli ve iyi araştırılması gereken bir durum yarattığını belirtti.

Bunun üzerine belediyeden söz konusu Çevre Düzeni planını bularak, ilgi çekilen
maddedeki “kirletici sanayi türlerinin yer alması” ifadesinin planın hem genel ruhuyla hem de
daha önceki maddelerle çelişki yarattığını fark ederek ekteki yazıyı kaleme alıp 12.Mart.2009
tarihinde OSB yönetimine verdim.  


Yazımın gereğini yaparak durumu valiliğe 14.Mart.2009 tarihinde yazdılar. Valilikten seçim sonuçlanana kadar bir cevap gelmediği ve benim de Belediye Başkanı sıfatım sona erdiği dolayısıyla OSB deki görevimin de bittiğinden dolayı Noter kanalıyla da imzamı geri çektiğimi bildirdim.

Valilikten 22.04.2009 tarihinde yazı gelmiş ve bu yazıda benim haklılığım teyid
ediliyor. Görevim sona erdiğinden ve konu ile ilgili bence sağlam ve yeterli hukuki delili
yeni yöneticilere ulaştırmanın verdiği rahatlıkla bir daha bu konuyla ilgilenmedim.


Ta ki 1.Ağustos.2009 Cumartesi günü eczaneme gelen bir dostun uyarısıyla Bursa Çevre ve
Orman Bölge Müdürlüğü’nün internet sitesine girene kadar…


1.Ağustos.2009 günü ilgili sitede Marzincle ilgili ÇED Raporu’nun nihai kararının
verildiği ve konu ile ilgili itiraz ve katkıların bildirilmesi için sadece 3 iş günü süre kaldığını
okudum. Bunun üzerine çevreyi arayarak yöneticilerimizin bilgi ya da girişimlerinin olup
olmadığını sordum. Maalesef kimsenin bilgi ya da girişiminin olmadığını fark ettim. Bunun
üzerine derhal bir itiraz yazısı kaleme alarak 3.Ağustos.2009 Pazartesi günü iadeli taahhütlü
olarak itirazımı gönderdim ve tatile çıktım.


Döndüğümde memnuniyetle gördüm ki 1 Ağustos Cumartesi günü yaptığımız uyarılar
kentte yeterince ses bulmuş değişik tüzel kimliklerde itirazlarını yapmışlar.


Ne yazık ki bu arada MHP ilçe Başkanı Sayın Levent Burmalı ve Bursa eski
Milletvekilimiz Sayın Mehmet Küçükaşık’ ın şahsımı da hedef alan talihsiz açıklamaları da

 yerel basında yer almıştır. Arkadaşların bu açıklamalarını “iyi niyetli-bilgi eksikliğinden
kaynaklanan” eleştiri olarak nitelendiriyorum. Bilgilerini tamamlamak açısından şimdi ben de
arkadaşlara soruyorum.


1- Bugün bütün kuruluşların Marzinc’ e karşı en temel ve sağlam hukuki delili olan
“1/100.000 ölçekli Bursa 2020 Çevre Düzeni Planındaki “-ma” ekinden
kaynaklanan çelişkiyi bulan ve bunu valiliğe resmi yazı yazılmasını sağlayarak teyit
ettirip belge haline getiren kimdir?


2- Marzinc’in ÇED raporunun akıbetini Çevre Orman Bölge Müdürlüğü’nün internet
sitesinde itiraz süresinin bitimine 3 gün kala fark eden ve Mustafakemalpaşa’yı
uyaran kimdir?


3- Bu sürece karşı kapsamlı bir hukuki itiraz yazısı yazıp Çevre Orman Bölge
Müdürlüğüne resmi olarak Mustafakemalpaşa’da ilk itiraz başvurusunu kim
yapmıştır?


Değerli dostlarım;


Bugün gelinen noktada kentimizde çevre bilinci en yüksek düzeye erişmiştir. Umarım
bu bilince uygun sorumluluk ve görev anlayışı olan yöneticilere kavuşmamız da yakındır.
Siyasi partilerimizden basınımıza, demokratik kitle örgütlerinden aydınlarımıza, kamu ve yerel
yöneticilerimize kadar her bireye çok önemli sorumluluklar düşmektedir.
Gün “-dedi , -demedi” kısır tartışmalarıyla havanda su dövmek günü değil, tüm kent halkı
olarak ayrılmaz bir birlik oluşturarak çevremize, doğamıza, hayatımıza yönelik saldırılara karşı
başarılı bir savunma hattı kurma günüdür. Bu noktada Sayın Kaymakamımız ve OSB
Başkanımızı kısır tartışmalara son vererek doğru önderlik yapmaya çağırıyorum.


 Marzinc konusunda bulduğum 2020 Çevre Düzeni Planındaki çelişki ve bunu odaya bildirip, imzamı geri çekme yazım.




Daha sonra 2. Ağustosta arkadaşımın uyarısıyla sürenin bitimine 1 gün kala Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğüne yaptığım itiraz.




21 Şubat 2015 Cumartesi

Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama