Kendin
için istediğin bir şeyi, başkası için de isteyebiliyor musun?
Senin için “evet” dediğin bir şeyi, başkası için de “evet”
diyebiliyor musun? İşte insani ve siyasi dürüstlük budur. Bunu
yapanlara “adam gibi adam” derler.
Dün
başkası yapınca eleştirdiğin bir şeyi, bugün kendin yapıyorsan
senin ne dürüstlüğün, ne demokratlığın, ne adaletin söz
konusu olur.
Toplumumuz
bu tip insanlar için güzel bir deyim söyler “Kendine Müslüman”.
Her
gün “Milli İrade” , “Halkın seçimi” nutukları atarken,
Üniversitelerdeki rektör seçimlerinde en çok oyu alan kişileri
rektör yapmayıp, daha az oy alanları atarsan söylediklerinine
nasıl inanacağız?
Cumhuriyet
döneminde “camileri ahır yaptılar, yıktılar” deyip o
insanları kafirlikle suçlayıp; Yemen de Cuma Namazında camiyi
içinde namaz kılan cemaatle birlikte havaya uçurup 137 kişinin
ölümüne , 345 kişinin yaralanmasına neden olanları hala
“Müslüman” sayıyorsanız biz sizin neyinize inanacağız?
Mısırda
darbeye karşı demokratik muhalefet hakkını kullanırken öldürülen
“Rabia”' ya yas tutarken, ülkemizde ki demokratik muhalefet
hakkını kullanan kadınlar için “ ne işi var onun orda”
deyip, öldürülenler için “ölmüştür, geçmiştir” diyorsan
vicdanına nasıl güveneceğiz?
Başka
bir siyasi partinin lideri için “çarkçı başı” diyerek alay
ederken, dün söylediğinin tersini bugün söylemeyeceksin. Örnekler
burada:
Daha
önce “kandırıldıklarını” söyleyenler için, “onların
aklı baliğ değil mi?” diyeceksin, bütün uyarılara rağmen
“ben bu davaların savcısıyım” dediğin “egenekon, balyoz”
gibi kumpaslar için “kandırıldığını, aldatıldığını”
söyleyeceksin. Sonra da “dünya lideri”, “dik duruş” ,
“sağlam irade” dedirteceksin.
Bir
sözümüz de bugün AKP sayesinde “barış güvercini” kılığına
giren “Apo” 'ya. Son Nevruz mesajında ISID için “Barbarlığın
bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler,
Türkmenler, Araplar, Ezidiler, ve Asuri-Süryaniler başta olmak
üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice
katliamlar sergiledi. “ diyeceksin. Çok doğru bir söz ama ben ve
benim yaşımdakiler PKK teröristlerinin kadın, çoluk, çocuk
demeden yaptığı katliamları unutmadı.
Bir
de rahmetli Ecevit'ten örnek vermek istiyorum. Ecevit Başbakan
olmadan önce devlet memurları genelde iktidardaki partinin
tercihine göre seçilir , devlete doldurulurdu. Ecevit geldiğinde
bunu kaldırdı ve yurt çapında merkezi sınavla alınması kanunu
getirdi. İsteseydi Ecevit'te partililerini Devlet Kadrolarına
doldururdu. Ama o bunu yapmadı. Parti içinden gelen itirazlara ise
şöyle cevap vermişti “Bizim mücadelemiz , onlar haksızlık
yaptı, şimdi sıra bizde. Biz haksızlık yapacalım mücadelesi
değil. Hiç kimse hiç kimseye haksızlık yapmasın mücadelesidir.
Devlete yetenekli, bilgili memur alınsın. Kimseye özel torpil ve
iltimas yapılmasın” Eceviti
seversiniz , sevmezsiniz. Başka konularda hata yapmıştır veya
yapmamıştı ama bu konuda çok önemli bir karara vermiştir. Bugün
o karar maalesef sulandırılmıştır, İnsanlar memur olabilmek
için kendi bilgi ve yeteneklerine güvenmek yerine “partili dayı”
lara muhtaç hale getirilmiştir.
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama