Gazetede yayın tarihi:21.12.2017
Askeri ve hukukİ darbe müdahaleleri hariç başlıklar halinde demokrasimiz:
Yokluklar içinde kurulan adını da TÜRK olarak ilan eden yeni bir devlet...
Bu devletin maddi anlamda sermayesi yok, bütün ticaret ve maddiyat azınlıkların elinde.
Savaşlarda ve isyanlarda perişan olmuş bir halk.
Okul yok, hastahane yok, yol yok, sermaye yok. Neredeyse hiç bir şey yok.
Olan; sadece imanlı bir halk ve iyi eğitim almış, zamanı ve dünyayı okuyabilen az sayıda asker.
Askerlerin başında da bir DEHA ASKER.
O'nun önderliğinde bir taraftan devletin yeni sınırları
çizilirken, bir taraftan iç sükunet sağlanıyor, il temsilcileri yoluyla
da parlamento oluşturuluyordu.
Yıkılan imparatorluğun ve padişahlığın yerine daha küçük bir
padişahlık değil, gücünü halk iradesinden almaya talip, yönünü medeni
dünyaya dönmüş bir devletin temelleri
atılıyordu.
Halk iradesine uygun olarak da, o zaman 'fırka' olarak
adlandırılan partiler de oluşuyordu. Fakat okuma-yazma oranının %7 lerde
olduğu zamanda partileri tabana yaymak kolay
değildi. Biraz geç de olsa çok partili hayata geçildi.
Yüzlerce yeni parti kuruldu...
Demokrasimiz hep mesafe aldı.
Halkımız birçok partiyi iktidara taşıdığı gibi, aynı partileri sıfırlayıp tarihe havale de etti.
Demokrasi de budur zaten.
Halk kavgasız, dövüşsüz, zorlamasız kendisini idare
edecekleri belli bir süreliğine iktidara getirir, yorulduğunu hissettiği
anda, daha zinde bir diğeriyle değiştirir.
İktidardan indirdiğini de daha sonra tekrar iktidar yapabilir. Siyasi tarihimizde bunun örnekleri çoktur.
Seçimler halk iradesidir, şölendir, demokrasidir, kendisini yönetecek olanları seçme mutluluğudur.
'Sizi oralara ben seçtim, oradan da ben indirebilirim, bu güç ve yetki bende' demektir.
Bunları niye anlattım?
Medeniyet, evrensel değerler, partilerin demokrasi anlayışı ileriye gitmesi gerekirken,
İllerde, ilçelerde ATAMA BAŞKANLARA DÖNDÜK.
Bu atamaların manası;
Siz uygun olanı seçmesini bilemezsiniz...
Biz sizin adayınızı seçeriz...
Yönetiminizi de seçeriz...
Belki oy pusulasını da basarız.
Size de pusulayı zarfa koyup sandığa atma hürriyeti! veriyoruz.
Daha ne istiyorsunuz? demektir.
Bakın size de bir hak! tanıdık ve zarfları sandığa attırdık.
Bu kadar hürriyete! nankörlük ederseniz, başka zarf düşünürseniz sonuçlarına katlanırsınız.
Demokrasi gereği olarak!, parti disiplinine uymayıp, partiyi zayıflatmaktan kendinizi dışarıda bulursunuz.
Siyasi partilerin çoğunda yeni demokrasi anlayışı böyle.
Zarfını kapat, sandığa at, gürültü çıkartma.
EN MAKBUL SİYASETÇİ SENSİN.
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama