HİTABET - Mehmet KUL

Yorum Ekle
  Siyasi liderler bir yerde etkinlik yapmadan önce danışmanları o yöre ile ilgili çalışmalar ve programlar yaparlar. Oraların ihtiyaçlarını, özelliklerini, tarihi kişiliklerini, (var ise) ilgi çeken şivelerini dahi lidere anlatırlar. Lider de ona göre konuşarak, bölgenin konularına hakim olduğunu ve çözüm yollarını anlatarak yönetime getirilmelerini ister. Bazen ilginç şahsiyetler de sahneye çıkartılarak daha dikkat çekici olmaya çalışırlar.
      
  Sn. Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmaları devamlı olarak ekranlardan okumasına rağmen yılların verdiği tecrübe ile sanki okumuyor da irticalen konuşuyormuş gibi ses tonu, vurgu şekli ve beden dilini de buna katarak çok başarılı bir şekilde yapabiliyor. Arada bir Türk toplumunun nabzına hitap eden şiirlerle de süsleyince etkilenmemek mümkün değil.
     
       Sn. Kılıçdaroğlu ekranlardan okumuyor, kısa sürede çok şey ifade etmek ister gibi hızlı konuştuğu için, miting meydanlarından daha çok kapalı salon toplantılarında akla dayalı demokrasi içerikli konularda daha başarılı. Son yıllarda sakin, olgun ve kucaklayıcı tavırları dikkati çekiyor. Teke tek yakın döğüş! için rakip arıyor ama uzak döğüş! moda olduğundan rakip bulamıyor.
         Sn. Bahçeli de son zamanlarda ekrandan okumada önemli mesafe kaydetti. Hele ki cümle sonlarında bir elini aşağıdan yukarıya doğru keskin bir kaldırarak, yüksek bir ses tonu ile vurgu yapması salonları ayağa kaldırmaya yetiyor.
         Sn. Akşener ise ekrandan okumuyor. Her konuşmasında bir isim zikrederek dinleyicilerle diyalog kurması dikkat çekiyor. Kendine has benzetmeleri, efelenmeleri ile yeni bir ses olarak dikkatle takip edilmeyi başarıyor. Siyasete bayan eli değmesi yeni bir renk oldu.
         Sn. Karamollaoğlu ise sakin, akıllı ve tatarlı hali ile insanları "acaba ne söyleyecek" diye merak ile takip ettiriyor. Sanki geç keşfedilmiş ağırlıklı bir değeri gösteriyor.

         Seçimlere yaklaştığımız bu günlerde liderleri dikkatle takip edeceğiz. 
         Bazıları çok bazıları az da olsa ekranlarda olacak.
         Şahsen ben hiç birinin ses tonuna, vurgusuna coşkusuna bakmadan söylediklerinin gerçeklerle alakasını düşüneceğim.
         Hamaset karın doyurmuyor. 

         (Yazımın bir yerinde İzmir'de sahneye çağrılan 'Yaylalar yaylalar' söyletilen, villada oğlu üşürken doğalgazı bağlanarak oğlu ısıtılan, her söylediği cehalet fışkıran birinden ne fayda umulduğunu, neden sahneye çağrıldığını da irdeleyecektim ama bu köşedeki yere de, sizin okumada geçecek zamanınıza da yazık dedim ve vazgeçtim)

                                    *            *            *

        İlçemizden bir Milletvekili aday adayı şöyle diyor; 
        "İlçemizin kangren olmuş sorunları vardır. 100,000 nüfus psikolojik eşiğini neredeyse on yıldır aşamıyoruz. Yıllardır vaat edilen dört yıllık fakülte kurulması bir türlü hayata geçirilememiştir. Tarım ve hayvancılığın, esnaf emeklilerimizin sorunları bellidir. İş alanlarımız kısıtlı olduğundan genç nüfusumuz büyük şehirlere göç etmektedir. İlçe dinamiklerini hayata geçirecek ve uyumlu çalıştıracak bir iradeye ihtiyaç vardır." Ve devam edip gidiyor.
         Bilin bakalım bu aday adayımız iktidardan mıdır? Yoksa muhalefetten midir?
         Her cümlesi bir eleştiri, kesin muhalefetten adaydır diyorsanız yanılıyorsunuz.

                               *             *              *

        Başka bir Milletvekili aday adayı buyurdu;
        "Çalışmalarımıza Kemalpaşa dan başladık"
        Yanlış yere gelmiş olduğunun farkında değil.
        Burası Mustafakemalpaşa.
        Bu isimde kısaltma olamayacağını zahmet edip öğrenmeli.
 

Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama