Benim
huysuz arkadaşım dün yine geldi.
“Ne
o len benim dedikodumu yapmışsın. Site mi, apartman mı ne
kurmuşsun. Orda beni yazmışsın?”
“Ne
bu şiddet ne bu celal saaç (sağdıçın kasaba ağzıyla
söylenişi) , dur bakalım soluklan”
“Hadi
söyle bakalım çayları fazla vaktim yok”
Çayları
söyledik.
“Anlat
bakalım şimdi sen ne diyorsun?” dedim
“Sana
ne söylediysem internette yazmışsın.”
“Ne
var? Fena mı olmuş? Senin o 'yüksek ve derin' bilgilerinden herkes
faydalansın istedim”
Aslında
hoşuna gitmişti ama bana gene de trip atıyordu.
“Bir
de ortalığı karıştırmışsın”
“Hadi
ya ne yapmışım?”
“Belediyenin
satacağı yerleri yazmışsın”
“Ne
var bunda? Bunlar gizli devlet sırrı değil ki. Zaten Meclis
Gündemi Belediyenin sitesinde de yer alıyor. Ben sadece yerlerini
harita üzerinden buldum.”
“Ama
esas konuyu atlamışsın”
“Hadi
ya” dedim . “Neyi atlamışım?”
Yüzüme
alaycı alaycı baktı.
“Bana
numara çekme seni 10 yıl belediye başkanı yaptık. Bütün
kanunları , her bi b.ku biliyorsun da bunu mu bilmiyorsun? Yeme
beni” dedi.
“Atladığım
konunun ne olduğunu söylemeden nerden bileyim bilip bilmediğimi?
Söyle bakalım biliyorsam biliyorum derim”
Şöyle
bir soluklandı. Kendini sandalyede geriye attı. Önemli bir sır
verecek adamlar gibi duruşunu ayarladı. Bu durumun keyfini
çıkarıyordu.
“Öküzcü
merasındaki yerler neden satılıyor?” diye sordu.
“Ne
bileyim ben. Vardır bir sebebi”
“CHP
ilçe başkanı İlhan Hoca'ya bir gün önce 'yardımcı olun ben
oralara fabrika getireceğim' demiş”
“Eee
güzel işte. Bütün Belediye Başkanlarında aynı hayal vardır.
Bizim dönemimizde de fabrika için yer sattık”
“Salak
salak konuşma beni sinir etme” dedi.
“O
yerlerin cinsi ne?” diye soruyla devam etti.
“Yanlış
bilmiyorsam tarla” dedim
“Tarlaya
fabrika kurulur mu?”
“Bildiğim
kadarıyla kurulmaz. Ama cins değişikliği yapılarak kurulabilir
herhalde”
“Belediye
böyle bir cins değişikliği yaptı mı?”
“Bilmem”
dedim.
“Tühhh
Allah Belanı vermesin” diye hışımla nara attı.
“Belediye
Başkanlığım yüzünden, küfür yedim, tehdir edildim,silah
çekildi,
mahkemelere gidip geldim. Bir tükürük yemediğim
kalmıştı. Sağol saaç. Sayende o da oldu “ diye sitem ettim.
Biraz
sakinleşti. Gönlümü almak ister gibi ağır ve yavaş ses tomuyla
“Tarla
olan yer kaça gider?. Sanayi parseli olan yer kaça gider?” dedi
“Tabiki
sanayi parseli olan yer daha pahalıya gider” dedim
“ Şimdi
hatırla bakalım. Önceki dönemde Yaşar Abi, Erhan, Fatih, Sinan
neden papaz oldular? “
benim
cevap vermeme fırsat vermeden kendisi devam etti
“Aslanoba'ya
bir yer satılmıştı. O da tarla fiyatına gitmişti. Sonra
Belediyeye başvurup bir takım değişiklikler talep etmişti. Bu
talepler yüzünden o meclis üyeleri başkanla papaz olmuştu”
Evet
olaya hiç bu yönden bakmamıştım. Ama arkadaşım her zaman ki
gibi, öküz altında buzağı arıyordu.
“Doğmamış
çocuğa don biçilmez saaç” dedim. “Senin ki biraz bilim kurgu
gibi oldu”
“Ben
oldu demiyorum zaten. Ama olabilecekleri söylüyorum” dedi.
“Bak
bu söylediklerini yazarım” diye hafif yollu tehdit ettim.
“Yazmazsan
nemertsin” diye kükreyerek çekip gitti.
O'na
“Namert” olmadığımı belirtmek zorundayım.
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama