HAYAT BİR SOĞANDIR..!

 Gazetede Yayın Tarihi: 18.01.2018


HAYAT BİR SOĞANDIR..!

 Bizim lise yıllarımızda, felsefe, mantık ve sosyoloji dersleri vardı. Bu derslerde çeşitli felsefi disiplinleri ve mantık biçimlerini öğretirlerdi.

Öğrenci psikolojisiyle o derslerle dalga geçmeye bayılırdık. Özellikle “düz mantık” üzerine bir sürü şaka üretilirdi.

“Nadir bulunan şeyler kıymetlidir. Kör at nadir bulunur. O halde kör at çok kıymetlidir”
“Hayat acıdır. Soğan da acıdır. O halde hayat bir soğandır”


Bunlar gibi onlarca önerme vardı. Bu mantıkla akıl yürütmek bizi doğruya götürmezdi. Hoşça zaman geçirmenin şaka konularıydı.

Ergenlik yıllarında dalga geçtiğimiz bu mantık oyunlarının, günümüzde kocaman adamlarca siyasette ve devletler arası ilişkilerde ciddi olarak söylendiğini hayretle görüyorum.

Nisan 2017 deki Anayasa Referandumunda AKP şöyle propaganda yaptı: “Bu anayasaya şu terör örgütü hayır diyor, bu terör örgütü hayır diyor. CeHaPe de hayır diyor. O halde CeHaPe bu örgütlerin işbirlikçisidir.”

Bu tür propagandayı AKP hemen her konuda yapıyor. Doğru mu? Bence değil.

Bir önermenin doğru veya yanlış olduğu sadece söyleyene veya karşı çıkana bakarak değerlendirilmez. Bu şekilde karar verirseniz komik durumlara düştüğünüz gibi inandırıcılığınız da kalmaz. Daha vahimi ise bu mantıkla davranan kişi ve kuruluşlar çok kolay “kandırılır” ve yönlendirilirler.

2010 Anayasa Referandumunda yaptığınız ve savunduğunuz Anayasa'yı bir süre sonra kendiniz beğenmediniz. Kendi yaptığınıza “bu yanlıştır, değiştirilmesi lazımdır” dediniz. O zamanki eleştirileri “CeHaPe zihniyeti” deyip karşı çıkmasaydınız bu duruma gelmezdiniz.

TBMM de AKP’nin önceden hazırladığı “Siyasi Etik” yasa tasarısını, CHP virgülüne dokunmadan meclise getirdi. Sonuç; AKP oylarıyla reddedildi. Dünyada, kendi yaptıkları yasaya karşı çıkan ilk ve tek parti olarak tarihe geçtiler.

Yine Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul’un imar durumu ile ilgili konuşurken, kendine göre bir takım önerilerde bulundu. Bunun üzerine CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi grubu, bu önerileri bir önerge haline getirdi ve Belediye Meclisine sundu. Yine AKP oylarıyla reddedildi.

Reza Zarrab olayı Türkiye'de patlak verdiğinde bütün eleştirilere kulak tıkadınız. Kulak tıkamakla kalmayıp eleştirenleri de suçlamayı ihmal etmediniz. Onu “hayırsever bir iş adamı”, hatta “Türkiye'nin cari açığının % 15 ini tek başına kapatan kahraman” ilan ettiniz. Malum televizyonlarda Türk Bayrağı önünde “Milli Kahraman” muamelesi yaptınız.

Gel zaman, git zaman bu şahıs ABD'ye gitti. Orada tutuklandı. ABD tarafından “esir” alındığını, “rehin” tutulduğunu söylediniz. Kerkükte ABD askerleri tarafından başına çuval geçirilen 11 Mehmetçikten esirgediğiniz (hatta müzik notası mı diye dalga geçtiğiniz) notayı bu şahıs için verdiniz.

Daha sonra “baskı yapıyorlar, işkence görüyor” dediniz. Şimdi geldiğiniz son noktada “yalancı, iftiracı, şerefsiz, vatan haini” oldu. Çok “tutarlı” bir politika izliyorsunuz.

Suriye’de ABD ve Batı Emperyalizminin kışkırtmasıyla iç savaş başladığında hemen ABD’nin yanında saf tuttuk. “Kardeşim Esad” , “diktatör Esed “ oldu. Ona karşı kim varsa sempati besledik. Hatta hatırlayacaksınız terörist YPG/PYD nin başı Salih Müslim Ankara’ya geldi. Resmi görüşmeler yaptı. Şimdi karşımızda ABD’nin piyonu olarak bizi tehdit etmeye çalışıyor. Tabi ki gereken cevabı Türk Milletinden misliyle alacaktır.

Ancak buradaki konu şudur. Bir ülkeyi yönetenler bizim gibi sıradan insanlardan farklı olmalıdır. Uzak görüşlü olmalıdır. Olayları iyi analiz etmelidir. Doğru adımlar atmalıdırlar. Oradan oraya savrulmamalıdırlar. Başkalarının neye karşı olduğuna göre değil, Türkiye’nin çıkarlarını ön plana almalıdırlar. Ülkemizin insan kaynaklarını, ekonomik kaynaklarını israf etmemelidirler.  

Şimdi ben desem ki “AKP ; Ermenilerin, Esed'in, Yunanistan'ın, Sisi'nin işbirlikçisidir” bana kızarsınız değil mi? Hiç kızmayın. Ben sizin mantığınızla konuşuyorum. Birleşmiş Milletlerde yapılan Kudüs oylamasında ABD ve İsrail'e karşı Ermenistan, Suriye, Mısır, Yunanistan, Eyyy Hollanda, Eyyy Nazi Almanyası, Eyyy Batı ile aynı oyu verdik.

Son olarak bir de samimiyet testi: Şu anda ABD ile aramızda ilan edilmemiş bir savaş durumu var. Ama ABD’nin Türkiye’nin göbeğinde İncirlikte askeri üssü var. Bu üsse el koyacak mıyız? Yoksa “Eyy Amerika, eyy Trump” diyerek uluslararası alanda hiçbir karşılığı ve yaptırımı olmayan sözlerle mi geçiştireceğiz?

Evet ne demiştik?. Hayat bir soğandır.
Sağlıcakla kalın.

NOT: Havadis gazetesindeki eski köşe yazılarıma “https://mkphemsehri.blogspot.com.tr/ “ adresinden ulaşabilirsiniz.

 Gazetede Yayın Tarihi: 18.01.2018