Geçtiğimiz
hafta Türk Siyasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olay yaşandı.
CHP’ li 15
milletvekili partilerinin görevlendirilmesi ile “bilerek ve isteyerek” İYİ
Parti’ye katıldı. İYİ Parti’nin TBMM’nde grup kurmasını sağladılar.
AKP-MHP
dışında siyasi çevrelerce genelde olumlu bulundu. AKP ve MHP den ise eleştiri
bombardımanı geldi. Bu olayın ne kadar “ahlaksızca” , ne kadar “hileli”, ne
kadar “kirli” olduğunu söyleyen biraz da telaş içerisinde demeçler verdiler.
Bu konu
eleştirilebilir mi? Tabi ki eleştirilir. Birçok yönden değerlendirilir. Tartışılır.
Eksik ve yanlış yönleri ortaya konur. Buna herkesin hakkı vardır. Ama AKP’nin
bu durumu eleştirmeye asla hakkı yoktur.
Neden hakkı
yoktur? Çünkü yıllardır benzer uygulamaları kendisi yapmıştır. Ve bunlara “gıkını”
çıkarmamıştır. Her seferinde de elindeki medya ve devlet gücüyle zeytin yağı
gibi üste çıkmıştır.
Bunların
bazılarını bir hatırlayalım.
2002
seçimleri sonrası siyasi yasaklı olarak parlamentoya giremeyen AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan nasıl “hoooop diye” meclise girdi? O zamanki CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal ile Beylerbeyi Sarayında gizlice buluşarak anayasa
değişikliği konusun da anlaştılar. Sonrasında YSK ya başvurarak Siirt
seçimlerindeki 3 sandığı öne sürerek iptal ettirdiler. Yeniden yapılan
seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan Siirt Milletvekili olarak Meclise girdi. Bu
konuda eleştirilen Baykal şunu söylemişti : ”
AKP’nin o zamanki genel başkanının siyasal haklarını kazanarak parlamentoda
görev yapmasını demokrasinin gereği içinde düşündüm ve bu anlayışla hareket
ettim. Parti içinde buna karşı çıkanlar oldu ama ben bunlara inanmadım.”
O zaman
hangi AKP’li “bu olamaz. Bu işte hile var” dedi. Tabi ki hiç biri.
Tuğrul
Türkeş MHP milletvekiliydi. AKP’yi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sert
eleştiriyordu. Bir gün gizlice Beştepe deki Cumhurbaşkanlığı sarayı/külliyesine
giderek Recep Tayyip Erdoğanla görüştü. Sonra AKP ye geçti ve bakan oldu.
Hiçbir AKP’li
karşı çıkmadı. Bırakın karşı çıkmayı “ne oluyor ya” bile demedi.
Numan
Kurtulmuş. Saadet Partisinden ayrılarak Has Parti’yi kurdu. Parti AKP’ye
muhalefet ediyordu. “Harun gibi geldiler Karun gibi oldular “ sözü O’na aittir.
Bir gün Sayın Kurtulmuş partiyi kapatarak, kapağı AKP ye attı. AKP’lilerden “tıss”
yok.
Süleyman Soylu.
Demokrat Parti Genel Başkanı idi. AKP’ye karşı sarı kartlar, kırmızı kartlar
gösterirdi. Sonra birden AKP’ye geçti. Bakan oldu. Ne Soylu kızardı ne AKP
sarardı.
“Erken seçim
istemek Vatan Hainliğidir”, “Erken seçim istemek teröre hizmettir” diye yıllardır bağırıp çağıracaksınız. Sonra
birden “ortağınız” bir tarih ortaya atacak. Ortağınızla bir araya gelecek ve
sadece 30 dakikada “daha erken seçim” kararı alacaksınız. Muhalefet partilerini
hazırlıksız yakaladığınız düşünerek “taktik” bir başarı kazandığınızı varsayacaksınız.
Bununla övüneceksiniz.
Ama
muhalefet partileri sizin bu “taktiğinize” karşı başka bir “taktikle” cevap
verdiğinde koro halinde “ahlaktan”, “hileden “ bahsedeceksiniz.
Yavuz
Bahadıroğlu AKP yanlısı Akit Gazetesi yazarı. Aynı zamanda “tarihçi” olduğunu
iddia ediyor. Yandaş kanallarda da program yapıyor. “Daha erken seçim” kararı
alındığında sevinçten havalara uçtu ve aşağıdaki tweet’i attı.
Daha sonra
CHP ve İYİ Partinin anlaşıp Milletvekili olayından sonra attığı tweet tam bir
ibret vesikasıdır.
Bunlara göre
hileyi AKP yaparsa “helaldir”. Muhalefet yaparsa “haram” dır.
Eee ne demiş
atalarımız “Dinime küfreden bari Müslüman olsa”
Sağlıcakla
kalın.
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama