İdeolojik düşüncelerin hayata geçirilmesi
için bir platform olarak görünülür ve o şekilde çalışmaları yapılırdı
siyasetin. Söylemlere, simge ve amblemlere fazlaca mana yüklenir, bu
kalıplar ile kitleler oluşturulurdu. Sosyal Demokratların
havaya kaldırdığı sol yumruğu, milliyetçi kesimin kurt işareti,
Necmettin Hocanın baş parmağını gösterdiği yumruğu, Turgut Özal' ın iki
elini kavuşturarak yaptığı simge ve tabi meşhur fötr şapkası ile
Süleyman Demirel. İşte bunların hepsi Türk Siyasi hayatının
önemli aktörleriydi.
Söylemler ve simgeler yerini bir süre sonra
daha somut olgulara bıraktı. Yerel yönetimlerdeki hizmet ağı genel
siyasetin önüne geçer oldu. Genel siyaset ile ulaşılamayan kitlelere
yerelde daha kolay ulaşıldığı keşfedildi. Elbette
tüm bu gelişmelerde teknoloji dünyasının da katkısı büyüktü.
Mevcut iktidar Ak Parti çok iyi bilinir ki,
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin o dönemdeki muazzam düzenli
çalışmaları ve vatandaşın her kesimine pozitif anlamda ulaşabilmesi ile
siyasette hızlı bir ivme kazanmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, o dönemde etkin ve sistemli bir yerel yönetim
oluşturmuştu. Ve bu anlamda Ak Partili Belediyelerin yönetim şekli,
sosyal Belediyecilik kavramıyla ifade edilir oldu.
O günlerden bu günlere çok sular aktı
köprülerin altından. Yerelde çok başarılı isimler oldu. Hatıralara
isimleri kazındı. Bursa ' da halk tarafından adını ve yaptıklarını sıkça
duyduğumuz bir Hikmet Şahin var mesela. Rahmetle
anıyorum.
Bu arada Ak Partinin vatandaşa sunduğu
Belediyecilik anlayışını örnek alarak başarıyı yakalayan farklı Parti
mensubu Başkanlar da oldu. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz
Büyükerşen ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı
Özlem Çerçioğlu bunların arasında çok önemli örneklerdendir.
Hep söylerim, siyaset en etkin hizmet
aracıdır. Doğru, dürüst, samimi ve sistemli çalışmayı gerektirir. Bilgi
ve öğrenme isteği taşımanızı, ezbercilikten uzak kalmayı başarmanızı
ister. Bunların üstesinden gelebilirseniz büyük
oranda iyi bir yerel yöneticisi olabilirsiniz.
İşte bunları hayata geçiremez ve yerelde
vatandaşı mutlu edemezseniz, önce yönetici olarak kendinizi sonra
mensubu olduğunuz Partiyi zor durumda bırakırsınız. Çünkü vatandaş önce
sizi sonra sizi Başkan yapan sistemi sorgulamaya
başlar.
Erken seçim hale hazırda konuşuluyor. Kimi
Kasım diyor, kimi Ekim. Şu an olup olmayacağı hususunda kesin bilgi yok
ama beni daha çok sebepleri ilgilendiriyor. Bu düşüncenin nedeni çoğu
için yolunda gitmediği söylenen ekonomi.
Vatandaş en kolay ekonomik daralmadan rahatsızlık duyar elbette. Daha
kötü günler yaşanmadan seçim olmalı diye seçim olacak diyenler var. Oysa
bana kalırsa, çok daha etkin bir faktör var. Şayet erken seçim olursa
bilinmeli ki, başarılı olamayan Belediye yöneticilerinin
günahı büyüktür. Kamuoyunda Partisi için seçmenler tarafından seçilmiş
yerel yöneticiler; Partinin vatandaşa dokunan son halkası olarak
görevlerini icra etmekte yetersiz kalınca, mensubu oldukları Partinin
oylarını da olumsuz etkilemektedirler. Ve sanırım
son dönemde Ülke siyasetinde gidişat için ve tabanda vatandaşa durumun
izahı için yönlendirici bir etkinlik gözlenemiyor.
Bu koşullar altında bakıldığında, yerel
yönetim faktörü alabildiğine riskli ve aslında başarı anahtarına sahip
bir alandır. Bulunduğunuz ve hizmet ettiğiniz bir nüfusa karşı
sorumluluğunuzun ciddiyeti yanında, mensup olduğunuz
Partinin bölgenizdeki akıbetinden de mesul olursunuz.
Hoşça Kalın..
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama