Dünyada
hiçbir ülke Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımadı.
Birleşmiş
Milletler İsrail’i protesto etti ve İsrail’in başkenti olarak
Tel Aviv’i tanımaya devam etti.
Bütün
devletlerin elçilikleri Tel Aviv’den Kudüs’e gitmedi.
Bütün
bunlar hangi yılda oldu. 1980 yılında yani 38 yıl önce.
1990‘lı
yıllarda ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı. Ama
uygulama yetkisini başkana bıraktı.
Şimdiye
kadar hiçbir ABD Başkanı bu kararı uygulamadı.
Geçtiğimiz
yıl ABD Başkanı Trump bu kararı uygulayacağını söyledi ve
Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı aldı.
Ve
birkaç gün önce ABD Büyükelçiliği Kudüs’te açıldı.
Bunu
barışçıl şekilde protesto eden Gazze’deki silahsız
Filistinlilerin üzerine İsrail askerleri ateş açtı.
Sonuç
tam bir katliam. Çocukların da aralarında olduğu en az 60
Filistinli öldürüldü, yüzlercesi yaralandı.
Bütün
dünya ayağa kalktı. Protestolar, gösteriler tüm dünyada
sürüyor. Hatta aklı başında İsrail vatandaşları bile kendi
hükümetlerinin bu caniliğini protesto ettiler.
Türk
Milleti’de tarihten beri aramızda manevi bağlar bulunan Filistin
Halkı için seferber oldu. Her ilde İsrail’i protesto ve Filistin
Halkıyla dayanışma gösterileri düzenlendi. Bütün siyasi
partilerimiz ve liderlerimiz tek yumruk halinde kararlı mesajlar
verdiler.
Buraya
kadar her şey tamam. Ama bundan sonrası biraz farklı. Çünkü
bütün bu eylemlerin İsrail için “kuru gürültü” olduğu
yıllardır ortada.
Devlet
olarak yapmamız gereken şeyler, atmamız gereken adımlar var. Bu
iş “Eyy Amerika, eyy İsrail” diyerek geçiştirilemez. “Kurtlar
Vadisi Kudüs” filmi yapılarak gaz almakla da olmaz.
Böyle
bir durumda eğer hükümetimiz samimiyse yapacağı şeyler
bellidir.
1-
İsraill
ve suç ortağı ABD ile diplomatik ilişkileri ikinci kâtip
seviyesine indirmek.
2-
İki
ülkenin de büyükelçilerinin derhal ülkemizden ayrılmasını
talep edip nota vermek. (Yazı yazıldıktan sonra İsrail
büyükelçisinin gönderildiğini öğrendim.)
3-
ABD
ve İsrail büyükelçilerimizi derhal geri çağırmak.
4-
Türkiye Cumhuriyeti Filistin Büyükelçiliğini bir an önce Doğu
Kudüs'e taşımalıdır.
5-
ABD
ve İsraille olan tüm anlaşmaları gözden geçirmek.
6-
Türkiye Cumhuriyeti bunca İsrail zulmüne karşı İsrail
vatandaşlarından vize istememekte ama Filistin vatandaşlarından
vize istemektedir. Bu durum artık tersine çevrilmelidir.
7-
Ülkemizde
bulunan ABD üslerini kapatmak.
8-
ABD
ve İsrail’e ekonomik kazanç sağlayan anlaşmaları derhal iptal
etmek.
9-
Kişisel
husumetler devlet çıkarlarının üstünde değildir. Bu sebeple
“Haçlılar” dediğiniz (ABD,İngiltere,Fransa) ve İsrail’in
bombalayıp durduğu, bölmek istediği Suriye ile ilişkileri
normalleştirip ABD ve İsrail’e karşı cepheyi geniş tutmak.
Eğer
ABD Emperyalizmi ve onun sadık uşağı İsrail’e samimi olarak
karşı isek bunları yapmalıyız. Yok “biz karşı değiliz
sadece laf üretiriz” diyorsanız şimdiye kadar yaptıklarınızı
yapmaya devam edin.
NOT-1:
21
Şubat 1973 te Filistin Halkına destek için gidip El-Fetih içinde
İsrail’e karşı savaşırken, İsrail askerleri tarafından
öldürülen Bora GÖZEN, Kerim ÖZTÜRK, Cafer TOPÇU, Ahmet
ÖZDEMİR, Yücel ÖZBEK, Ali KİRAZ, Şükrü ÖKTÜ, Gürol İLBAN
adlı 8 Türk gencini de hatırlatmak istiyorum.
NOT-2:
Salı
günü TBMM’ de CHP “Mavi Marmara anlaşması dahil İsrail’le
yapılan tüm anlaşmaların iptal edilmesi “ istemiyle önerge
verdi. Maalesef AKP oylarıyla bu önerge reddedildi.
Yorumlarınız için teşekkür ederiz. Yorum için açıklama